Cinsel Suçlarda Mağdurun Beden veya Ruh Sağlığının Bozulması

Cinsel suçlarda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması, fail açısından cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli hâllerden biridir. Bu husus, özellikle TCK 102 (Cinsel Saldırı), TCK 103 (Çocukların Cinsel İstismarı) ve TCK 105 (Cinsel Taciz) suçlarında önem taşır.

 1. Hukuki Dayanak

TCK 102/5 – Cinsel Saldırı

Mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde ceza:

  • 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezasıdır.

TCK 103/6 – Çocuğun Cinsel İstismarı

Çocuğun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde ceza:

  • 15 yıldan az olmamak üzere hapis cezasıdır.


2. “Beden veya Ruh Sağlığının Bozulması” Ne Demektir?

Bu kavram, suç nedeniyle mağdurda kalıcı veya uzun süreli etkilerin oluşmasını ifade eder.

a) Beden Sağlığının Bozulması

  • Cinsel saldırı nedeniyle oluşan fiziksel yaralanmalar,

  • Kalıcı genital yaralanmalar,

  • Hamilelik,

  • Cinsel hastalık bulaşması,

  • Kalıcı fonksiyon kaybı,

  • Travma kaynaklı fiziksel bozukluklar.

b) Ruh Sağlığının Bozulması

Yargıtay'a göre ruh sağlığının bozulması için:

  • Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB),

  • Majör depresyon,

  • Anksiyete bozukluğu,

  • Uyku bozuklukları,

  • Kalıcı korku, panik, sosyal uyum bozuklukları,

  • Kişilik yapısında bozulma

gibi kalıcı veya uzun süreli psikolojik etkiler gerekir.


3. Ruh veya Beden Sağlığının Bozulduğu Nasıl Tespit Edilir?

Bu tespit, adli rapor ile yapılır.

Yetkili kurumlar:

  • Adli Tıp Kurumu (ATK)

  • Üniversite hastaneleri

  • Eğitim ve araştırma hastaneleri (adli tıp birimleri)

Önemli Yargıtay Kriterleri:

  1. Tek hekim raporu yeterli değildir.

  2. Heyet raporu veya Adli Tıp Kurumu raporu gerekir.

  3. Raporun:

    • Olayla illiyet bağını kurması,

    • Kalıcılığı değerlendirmesi,

    • Tıbbi ve psikiyatrik kriterlere dayanması
      gerekir.


4. Yargıtay’ın Yaklaşımı

Yargıtay, özellikle ruh sağlığının bozulmasına ilişkin raporlarda üst düzey gerekçe aramaktadır:

  • “Ruh sağlığı bozulmuştur” ibaresi tek başına yeterli değildir.

  • Tanıların (TSSB, depresyon vb.) açıkça yazılması gerekir.

  • Olay ile ruhsal bozukluk arasındaki neden-sonuç ilişkisinin kurulması şarttır.

  • Süreklilik göstermeyen kısa süreli etkiler “bozulma” sayılmaz.


5. Bu Nitelikli Hâl Ceza Miktarını Nasıl Etkiler?

Suçun basit hâline göre ceza çok ciddi şekilde artar.

Örnek:

  • TCK 102/2’de ceza: 5–10 yıl arası

  • TCK 102/5 (ruh veya beden sağlığı bozulması): 10 yıldan az olmamak üzere

Yani alt sınır en az 10 yıla yükselir, üst sınır hâkimin takdirine göre belirlenir.

Çocuklarda ise alt sınır 15 yıldır (TCK 103/6).


6. Mağdurun Şikâyetinden Vazgeçmesi Ne Sonuç Doğurur?

Cinsel saldırı ve çocuk istismarı suçlarında:

  • Şikâyete bağlı değildir.

  • Dolayısıyla mağdur vazgeçse bile kamu davası devam eder.


7. Zamanaşımı

TCK’da nitelikli hâller zamanaşımını değiştirmez; ancak olayın türüne göre:

  • Cinsel saldırıda olağan dava zamanaşımı 15 yıl olabilir.

  • Çocuklarda 18 yaşını doldurduktan sonra işlemeye başlar.


8. Mağdurun Hakları

Mağdur şu haklara sahiptir:

  • Ücretsiz avukat (CMK müdafii) talebi,

  • Psikolojik destek,

  • Adli görüşme uzmanı eşliğinde ifade,

  • Tekrarlayan muayeneden kaçınma,

  • Kimlik gizliliği,

  • Koruyucu/önleyici tedbirler (6284 sayılı Kanun).


9. Soruşturma ve Yargılama Sürecinde Nelere Dikkat Edilir?

  • Olayın hemen ardından adli muayene ve delil toplanması,

  • Psikiyatrik değerlendirme,

  • Tekrarlayan ifadelerin önlenmesi,

  • Mağdur beyanının geçerliliği: Yargıtay, mağdur beyanını esas delil kabul eder ancak tutarlılık ve olayla uyum aranır.


10. Kısaca Özet

✔ Cinsel suçlarda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması, cezanın ağırlaştırıldığı nitelikli bir durumdur.
✔ Bu bozulmanın mutlaka adli tıp raporuyla tespit edilmesi gerekir.
✔ Rapor gerekçeli ve kapsamlı olmalıdır; Yargıtay gerekçesiz raporları kabul etmez.
✔ Fail için çok ağır hapis cezaları öngörülür (en az 10 yıl – çocuklarda 15 yıl).